PİKE (fr. piquer, dalmak, dikine inmekten pique) Bir uçağın, çok büyük bir açı altında hızla inişe geçmesi. (PİKE UÇUŞU. PİKE TAPMAK veya PİKEYE GEÇMEK de denir.)
Pike bombardımanı veya yan pike bombardımanı, bir hedefe saldıran bombardıman uçağının, hedef üzerine hızla dalıp (pikede 60°, yan pikede 30°’lik açı altında), pikeden çıkış noktasına en yakın yerde bombalarını atmasına dayanan bombardıman usulü Almanların Stukası, 1940’ta, pike bombardımanına en elverişli uçaktı. (Bu usul sonradan, hücum’ ve hava destek uçakları tarafından uygulanır oldu.)
— Koreograf i. Gövdenin bütün ağırlığını, yere tabanıyla basan bir ayağa vererek, öbür ayağın parmak uçları öne, arkaya veya yana değdirmeğe dayanan dans hareketi.
— Oyun. Pike yapmak, bilardoda, masaya dikey durumda tutulmuş ıstaka ile topa vurmak. (Topu öteki toplardan birinin üstünden atlatmak veya vuruş yapılan topun eğri gitmesini sağlamak için, bantlı veya bantsız pike vuruşu yapılır.)
— ansikl. Pike sırasında uçak, büyük aerodinamik kuvvetlerin etkisinde kalarak tahrip olabilir. Bu yüzden pilot, her uçak için ayrı olan ve «kritik hızı denilen bir limit hızı geçmeyecek şekilde, pike açısını ve motor devrini kontrol etmek zorundadır. (L)
PİKE i. (fr. piqué). Tekst. Birbiri üzerine uygulanan ve kabartma desenler yapacak şekilde noktalarla birleştirilen iki dokumadan meydana gelmiş pamuklu kumaş. İğne ardı denilen el işine benzer desenlerle süslü, kalın pamuklu kumaş. Bu kumaştan yapılmış yatak örtüsü.
Sıfat Bu kumaştan yapılan Üzerine pike bir örtü örtüldü ve kâğıtlar ortaya çıktı (Sabahattin Ali). Pike silindir, pelüş ve kadife gibi uzun tüylü bazı kumaşların yapımında kullanılan, üstü çok ince iğnelerle donatılmış silindir. Pike tafta, dantel taklidi bir çeşit ipekli kumaş. (AJURLU tafta da denir.)
