1. Anasayfa
  2. Sağlık

Büyüyen Çocuk

Büyüyen Çocuk
0

Çocuk yetiştirmek, dışardan eklenecek bütün malzemenin önceden tasarlanıp dikkatle ölçüldüğü, denetim altındaki laboratuvar deneylerine benzemez. Yaşamın bütün öteki yönleri gibi ilginç, çeşitli ve bütünüyle önceden bilinmezdir. Ayrıca, çoğu ana-baba denetiminin dışında kalan birçok etkenin ve olayın etkisine açıktır.

Çocuğun gelişmesine yardımcı olmada en iyi yöntem, önceden çizilmiş akla uygun bir çerçeve içinde eğitimi zamana ve duruma göre uydurmaktır.

Doğa ve Eğitim

Ruhbilimciler, büyüme sürecini açıklamışlardır. Yaptıkları araştırmalar ve deneyler bireyin, yeni doğmuş çocuktan erişkin oluncaya kadar ruhsal ve fiziksel büyümesine katkıda bulunan etkenleri kesin olarak belirlemiştir.

Bunların sağladığı bilgiler, söz konusu çerçevenin çizilmesinde yardımcı olabilir, ama ana-babalar yeni durumlara göre ayarlayacakları eğitim biçimi kararlarını, genellikle, yalnız almak zorundadırlar.

Ana-babanın kalıtsal etkenler konusunda (hiç değilse şimdilik) yapabilecekleri pek bir şey yoktur. Ancak, davranışçı ruhbilimciler, çocuğun çevreden öğrendiklerine özellikle dikkat çekmişlerdir. Çevreden öğrenilenler, çocuğun gensel yeteneklerini, hem değiştirir hem de güçlendirirler.

Çocuğun annesiyle yada onunla birinci derecede ilgilinen kişiyle kurduğu ilk ilişkinin niteliğinin, çocuğun dünyaya ve özellikle kişisel ilişkilerine karşı tutumunu belirlemekte çok önemli olduğu gösterilmiştir.

Ayrıca, çocuğun yaşamında, özellikle duyarlı dönemler olduğu ve bu dönemler sırasında çevresel etkenlerin daha kolay iz bırakıp daha uzun süre çocuğu etkilediklerini gösteren güçlü kanıtlar vardır. Sözgelimi, çocuğun en hızlı uzadığı dönem, yaşamının ilk üç yılıdır.

Dolayısıyla, bu sırada aldığı besinin gerçek boyu üzerindeki etkisi çok büyük olur. Eğer bu, ana-babaya çocuklarının başarılı gelişmesinde ağır bir sorumluluk yüklüyor gibi görünüyorsa (birçok ana-baba, çocukları için «doğru« olanı yapamadıkları korkusu içindedir), çocukların doğal dayanıklılığını gösteren aynı derecede güçlü kanıtlardan söz etmek de yerinde olur.

Kuşkusuz, birkaç kötü deneyim insanı kalıcı bir biçimde etkilemez. Kişilik sorunlarının ortaya çıkmasına ancak bir dizi yanlış davranış neden olur. Ana-babaların arada sırada öfkelenmeleri pek önemli sonuçlar doğurmaz, hatta aslında çocuklara insanların taştan yapılmadıklarını göstererek, yararlı bile olur.

Çocuklar, öfkeyi herhangi bir zarar görmeden savuşturabilirler. Ancak aynı şey, süreklilik gösteren kaba davranışlar için söylenemez.

Sonuç olarak, Amerikalı ruhbilimci Arnold Gesell (1830-1931) ve arkadaşlarının vurguladıkları bir gerçekten söz etmek yerinde olur. Gesell ve arkadaşlarına göre birbirinden bütünüyle farklı çevrelerde yetiştirilmiş olan çocuklar, çevrenin kendilerine sağladığı yararların yada zararların etkisinde kalmaksızın, birbirine oldukça benzeyen ve işlevlerini tam olarak yerine getiren erişkinler olabilmektedirler. İnsanın gelişmesi, tutarlı bir doğal yol izleme eğilimindedir.

Çocuk Bakımında Değişen Yöntemler

Çocuk bakım yöntemleri kül türden kültüre ve kuşaktan kuşağa değişmektedir. Sözgelimi, bazı Kuzey Amerika Kızılderili bebekleri, zamanlarının çoğunu bir beşiğe sıkı sıkıya bağlı olarak geçirirler, ama yürümeleri için sürekli çaba gösterilen başka çevrelerin çocuklarıyla aşağı yukarı aynı zamanda yürürler.

Çocuk büyütmenin en basit sorunları konusunda, bazıları birbirinin tam karşıtı olan, çok çeşitli görüşler vardır. Bunlar arasında çocuğa meme verilip verilmemesi, sıkı bir disiplin altına almak mı, yoksa büsbütün serbest bırakmak mı gerektiği ve tuvalet eğitiminin gerekli olup olmadığı gibi sorunları vardır.

Tartışma konusu olan sorunlara verilebilecek iyi bir örnek de, çocuğu istediği zaman mı yoksa kesin bir programa göre mi beslemek gerektiği sorusudur. Bu yüzyılın başlarında, çocukları yalnızca acıktıkları zaman beslemek doğaldı. Ardından, çocukları bilimsel olarak saptanmış programlara göre besleme eğilimi moda oldu.

Çocuk, uyandırılması yada yemek saati gelinceye kadar açlıktan ağlaması gerekse de, dört saatte bir besleniyordu. Bu yöntemin çocuğun kişiliğinin oluşmasına katkıda bulunduğu düşünülüyordu; çünkü böylece çocuğa disiplin duygusu veriliyor ve kendi isteklerinden daha büyük bir dünyanın parçası olduğunu anlamasına yardımcı olunuyordu.

Daha sonra, belki Sigmund Freud’un (1856-1939), çocuğun itkilerinin engellenmesi durumunda, bunun ortaya çıkaracağı tehlikelere dikkati çekmesinin sonucu olarak, çocukları, kendi istedikleri zaman beslemek yaygınlık kazandı. Günümüzde, bebeklerin aldıkları besini kendi gereksemelerine uydurma yeteneğine sahip oldukları anlaşıldığı için, sorun önemli sayılmamaktadır.

Sağlıklı gelişmede önemli rolü olan bir başka etken de ailenin genel havasıdır. Bazı ana-babalar etkin bir çocuğu yeğlerken ötekiler edilgin ölmesini isterler. Eğer çocuklar, ana-babalarının isteklerine boyun eğmezlerse, ana-baba ve çocuk arasındaki ilişkilerde bozukluk başlar.

Çocuk Gelişmesinin Çizelgesini Çıkarmak

Normal doğmuş bir çocuğun, belirli yaşlarda bazı dönüm noktalarına ulaşması beklenir. Bunlar aşağıdaki çizelgede gösterilmiştir. Burada gösterilen zamanlama ne bir reçetedir, ne de başarılı birer erişkin olmak için her çocuğun ulaşması gereken normlardır. Kız çocuklar erken konuşur, ama erkek çocuklar daha atılgan olurlar.

Erken doğmuş çocuklar için, özellikle ilk yılda biraz indirim yapılmalıdır. Sözgelimi iki ay erken doğmuş bir çocuk, annesine 4-6 haftalıkken gülümsemeye başlayacağına, 12-14 haftalık olduğunda gülümsemeye başlar.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir